ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HUKUKİ SORUMLULUĞU

Yönetim Kurulu anonim şirketin yönetim ve temsil organıdır. Yönetim Kurulu üyeleri dürüstlük kuralına uyarak ve tedbirli bir yöneticinin özenini göstererek şirketin menfaatini gözetmek yükümlülüğü altındadır. Yönetim kurulu ile şirket arasındaki ilişkinin temeli güvene dayanmakta olduğundan yönetim kurulu üyesinin şirkete ve pay sahiplerine karşı sadakat borcu da bulunmaktadır. Bu nedenle şirketin işleyişiyle ilgili şirkete veya üçüncü kişilere zarar verilmesi halinde yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu gündeme gelir.

I. Genel Olarak

Yönetim Kurulu üyeleri kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludur. Bu kapsamda yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunun doğması için öncelikle bir zarar ortaya çıkmalıdır. Alacaklıların veya ortakların malvarlığında doğrudan azalmaya sebep olan zararlar doğrudan zararını oluşturur. Şirketin malvarlığında meydana gelen zararın ortakların ve alacaklıların malvarlıklarına olumsuz etkisi ise dolaylı zarara sebep olabilir. Oluşan bu zarara yönetim kurulu üyesinin hukuka aykırı fiili neden olmuş olmalı ve yönetim kurulu üyesi bu hukuka aykırı fiili kusuruyla meydana getirmiş olmalıdır. Yani meydana gelen zarar ile yönetim kurulu üyesinin kusuruyla işlediği hukuka aykırı fiil arasında illiyet bağı bulunmalıdır.

Üyelerin sorumluluğuyla ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nda farklılaştırılmış teselsül ilkesi benimsenmiştir. Bu ilkeye göre her bir yönetim kurulu üyesi şahsen kendisi sebep olduğu zarar kadar sorumlu olmaktadır. Hiçbir üye kendi kusuruyla sebep olmadığı zararı karşılamak zorunda değildir. Öğretide yönetim kurulu üyesinin kusurunun sorumluluk davasını açan davacı tarafından ispatlanması gerektiği belirtilmektedir.

TTK’ya göre yönetim kurulunun kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görev veya yetkisini başkasına devretmesi halinde bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, yönetim kurulu üyeleri bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmaz.

II. Özel Sorumluluk Halleri

TTK 549.madde ve devamında yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğuna ilişkin özel düzenlemeler mevcuttur. Belge ve beyanların kanuna aykırı olmasından doğan sorumluluk (TTK m.549), sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi (TTK m.550), ayni sermayenin veya devralınacak işletmelerin değerlemesinde yolsuzluk yapılması (TTK m.551), bir şirket kurmak veya sermayesini arttırmak amacıyla izinsiz şekilde halktan para toplanması (TTK m.552) kanunda düzenlenen özel sorumluluk halleridir. Yine bu hükümlere aykırı hareket edenler hakkında TTK’da hapis ve adli para cezası düzenlenmektedir.

III. Sorumluluğun Sona Ermesi

Şirket genel kurulunun, yönetim kurulu üyelerini sorumluluktan ibraya ilişkin karar alması halinde, ibranın kapsadığı olaya ilişkin olarak, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkı ortadan kalkmaktadır. Olumsuz oy veren pay sahiplerinin dava hakları ise ibra tarihinden itibaren altı aylık hak düşürücü süreye tabidir. Yargıtay kararlarına göre ibra kararının geçerli olabilmesi genel kurula sunulan bilanço ve gelir gider tablolarının ve harcamalara ilişkin bilgi ve belgelerin gerçeği yansıtması ve yönetim kurulu üyelerinin zarara yol açan eylemlerinin genel kurulda tüm açıklığıyla irdelenmesi gerekmektedir. Genel kurulun bilgisine sunulmayan hususlarda alınan veya yanlış bilgi ve belgelere dayalı olarak alınan ibra kararı geçerli bir ibranın hukuki sonuçlarını doğurmamaktadır.

Yönetim kurulu üyelerinin şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra da sulh ve ibra ancak genel kurulun onayıyla geçerlilik kazanır. Ancak azınlık pay sahipleri sulh ve ibranın onaylanmasına karşı iseler, sulh ve ibra genel kurulca onaylanmaz.

Yönetim kurulu üyelerinin vermiş oldukları zarardan dolayı sorumluluklarına ilişkin zamanaşımı, zararın ve sorumlunun öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak bu fiil aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’na göre bir cezayı gerektiriyorsa ve daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüş ise, tazminat davasına da bu zamanaşımı süresi uygulanır.

Yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılır. Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.

Av. Dilara KARTALOĞLU KILIÇ

TARLAN-BAKSI AVUKATLIK BÜROSU


AV. AYLİN TARLAN- AV. DERYA BAKSI

Leave a comment