TÜRK HUKUKUNDA E-DURUŞMA UYGULAMASI

Dünya, içinde bulunduğumuz durum ve koşullar gereği; belki de hiçbir zaman olmadığı kadar hızlı bir şekilde dijital dönüşüm gerçeğiyle yüzleşmekte. Dijital dönüşüm kimi zaman gönüllü bir şekilde, kimi zamansa mecburi olarak karşı karşıya kaldığımız ve artık kimsenin önemini inkâr edemeyeceği bir olgu. Hal böyle iken bürokratik ve yargısal süreçlerin de dijital dönüşümden etkilenmemesi elbette mümkün değil. Ülkemizde Ulusal Yargı Ağı Bilgi Sistemi (UYAP) aracılığıyla çok önceden başlayan dijitalleşme süreci, küresel salgının da kazandırdığı ivme ile e-duruşma kavramını da gündemimize getirdi ve ülkemizde e-duruşma denemeleri başladı. Bu yazıda, e-duruşma ile ilgili mevzuat hükümlerine, uygulamanın ilgililer bakımından etkilerine ve uygulamanın geliştirilmesi ile ilgili birtakım önerilere yer verilmektedir.

Esasen, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 149. maddesi çok daha önceden: “Mahkeme, tarafların rızası olmak şartıyla, kendilerinin veya vekillerinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine izin verebilir.” hükmünü içermek suretiyle duruşmaya uzaktan katılmaya cevaz vermekte idi. Ne var ki adliyelerdeki altyapı da, ikincil mevzuat da, uygulayıcıların eğilimi de bu hükmün günümüze dek etkin olarak kullanılmasına imkân sağlayamadı. Ancak içinde bulunduğumuz süreç ile birlikte duruşmaların da dijital ortama taşınmasına duyulan istek ve ihtiyaç, e-duruşma uygulamasının altyapı ve mevzuat çalışmalarına ivme kazandırdı.

HMK’da pek çok hükmü değiştiren, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yukarıda anılan 149. Maddeyi de değiştirdi. Buna göre artık:

  • Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine,
  • Kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine; tanığın, bilirkişinin veya uzmanın aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine.
  • Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine kendiliğinden

karar verebilecektir.

Dolayısıyla yeni düzenlemeyle birlikte; hem e-duruşma ile ilgili şartlar daha detaylı bir şekilde belirlenmiş hem de tanık, bilirkişi ya da uzman gibi üçüncü taraflara da duruşmaya bulundukları yerden katılma imkanı sağlanmış oldu.

E-Duruşma uygulamasının pek çok faydası olabileceğini savunmak mümkündür. Şöyle ki:

  • Kimi zaman planlanmış duruşmalar, yargılama sürecinin ilerlemesi açısından hiçbir katkısı olmayan ve tarafların etkisinin olmadığı bürokratik bir aşama haline gelebilmektedir. Örneğin beklenen bir belgenin ya da raporun dosyaya ulaşmaması halinde duruşmaya katılan tarafların elde ettiği tek şey yeni duruşma gününü öğrenmek olmakta, üstelik böyle bir duruşmaya katılmamak taraflar bakımından hak kayıplarına yol açabilmektedir. Dolayısıyla, özellikle yargılama sürecinde bir ilerleme kaydedilmeyen bu gibi duruşmalara uzaktan katılmak taraflar bakımından ciddi vakit tasarrufu sağlayabilecektir.
  • Mahkemelerin iş yükü, yoğun duruşma programı ve kimi zaman bunların organizasyonundan kaynaklanan sorunlar nedeniyle duruşmaların belirlenen saatinden çok sonra başlaması ciddi bir problem teşkil etmektedir. Bu durumda ciddi vakit kayıpları oluşabilmekte, tarafların aynı gün içinde katılması gereken başka bir duruşma varsa, o mahkemenin duruşma programı da bu durumdan etkilenebilmektedir.
  • Yine tanık, bilirkişi ya da uzman gibi kişilerin duruşmaya bulundukları yerden katılmaları; usul ekonomisi açısından oldukça avantajlı bir imkan olacaktır.

Öte yandan konuyla ilgili birtakım çekinceleri de dile getirmek mümkündür. Bunlardan bazıları şu şekilde dile getirilebilir:

  • Mahkemeler duruşma günlerini genel olarak Salı ve Perşembe olarak belirlemektedir. Türkiye genelindeki tüm e-duruşmaların aynı altyapı kullanılarak gerçekleştirileceği senaryoda, yoğun kullanımın olduğu günlerde erişim problemleri yaşanabilmesi olasıdır.
  • E-duruşmanın etkin bir şekilde gerçekleşmesi için mahkemelerin, duruşmaya bulundukları yerden katılacak kişilerin ve de e-duruşma altyapısının aynı anda optimum şekilde çalışması gerekecektir. Bu üç altyapıdan birinde meydana gelebilecek aksaklık duruşmanın gerçekleşememesine yol açabilecektir.

Bu çekincelerin ortadan kaldırılabilmesi için ayrıntılı ikincil düzenlemelerin bir an önce yürürlüğe konulması oldukça faydalı olacaktır. Örneğin teknik bir aksaklık nedeniyle e-duruşma gerçekleşemediği takdirde hak kayıplarını önleyici birtakım düzenlemelere yer verilmesi tarafların e-duruşma sisteminden tereddüt etmeden faydalanabilmeleri için önemli bir adım olacaktır.

Av. Kerem Utku ÖRER

TARLAN- BAKSI AVUKATLIK BÜROSU


AV. AYLİN TARLAN- AV. DERYA BAKSI

Leave a comment