İŞ HUKUKU UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK

Türk hukukunda arabuluculuk, ilk etapta ihtiyari olarak başvurulmak üzere 2012 yılında 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (HUAK) yürürlüğe girmesiyle uygulamaya koyulmuştur. HUAK ile ihtiyari olarak düzenlenen arabuluculuk yargı iş yükünün azaltılması ve arabuluculuk pratiğinin gelişmesi ile birlikte farklı alanlarda zorunlu olarak düzenlenmeye başlamıştır. Bir önceki yazımızda arabuluculuğun dava şartı olarak ticari uyuşmazlıklara uygulanması üzerinde durulmuştur. Bu yazımızda da iş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuk süreci ele alınacaktır.

İş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuk, 25 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda 01 Ocak 2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere düzenlenmiştir.

İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılacak davalarda dava açmadan önce arabulucuya gidilmesi gerekmektedir. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları ise zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında bırakılmıştır.

Arabuluculuk hükümleri sadece 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olan işçiler için değil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunu kapsamındaki gazeteciler, 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamındaki gemi adamları için de dava şartı olarak düzenlenmiştir.

Uyuşmazlığın dava şartı olarak arabuluculuk kapsamında olduğu değerlendirildiği takdirde öncelikle arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerekecektir. Arabulucu, arabuluculuk bürosundan atanabileceği gibi tarafların aralarında kararlaştırarak listede yer alan herhangi bir arabulucuyu tayin etmesi de mümkündür. Arabulucu yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içerisinde sonuçlandırmakla yükümlüdür. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından 1 hafta daha uzatılabilecektir.

Arabuluculuk görüşmeleri;

  • Arabulucunun, taraflara ulaşamaması,
  • Taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması,
  • Yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya
  • Anlaşmaya varılamaması

Hâllerinde arabulucu tarafından sona erdirilir ve bu konuda bir tutanak düzenlenir.

Arabuluculuk görüşmelerine katılım göstermemek HUAK’ta olduğu gibi İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan düzenlemede de yaptırıma bağlanmıştır. Şöyle ki arabuluculuk görüşmelerine katılmayan taraf açılacak davada kısmen veya tamamen haklı bulunsa dahi yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacaktır. Her iki tarafın görüşmeye katılmaması halinde ise tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerine bırakılır.

Uyuşmazlık eğer arabulucu ile çözüme kavuşturulamadı ise açılacak davada arabuluculuk tutanağı dava dilekçesi ile mahkemeye sunulmalıdır. Tutanak mahkemeye sunulmazsa tutanağın sunulması için davacıya 1 haftalık süre verilecektir. Bu 1 haftalık süre içerisinde eğer tutanak mahkemeye sunulmazsa dava usulden reddedilecektir.

Eğer dava şartı olarak arabuluculuğun düzenlendiği bir uyuşmazlıkta hiç arabulucuya başvurulmaz ise herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle dava usulden reddedilecektir. Bu halde eksikliğin giderilmesi için davacıya ek süre verilmesi düzenlenmemiştir. Özellikle hak düşürücü sürelerin oldukça kısa tutulduğu iş hukuku uyuşmazlıklarında uyuşmazlığın tespiti ve arabuluculuğun zorunlu olarak başvurulması gereken bir alternatif uyuşmazlık yöntemi olup olmadığının tespiti hak kaybı yaşanmaması için büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple somut uyuşmazlıktaki veriler iyi değerlendirilmeli ve eğer arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerekiyorsa tarafların bu süreçten maksimum fayda sağlaması için yasal normlar dikkatle uygulanmalıdır.

Av. Sinem İLİKLİ

2 Replies to “İŞ HUKUKU UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK”

Leave a comment