YABANCI MAHKEME KARARLARININ TÜRK HUKUKUNDA ETKİ DOĞURMASI

Teknolojinin gelişmesi ve küreselleşmenin etkisiyle sınır ötesi ilişkiler ve işlemler oldukça yaygınlaşmış durumdadır. Bu yaygın durumun getirdiği soru işaretlerinden biri de bu ilişkiler veya işlemler dolayısıyla iki taraf arasında bir uyuşmazlık çıkması halinde herhangi bir devletin yargı makamı tarafından çözüme kavuşturulan uyuşmazlıkların sonuçlarının, taraf ülkelerinde veya istedikleri herhangi bir ülke hukukunda nasıl etki doğuracağıdır.

Yargı yetkisi devlet egemenliklerinin bir görünümü olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Türk hukukuna göre bir yabancı mahkeme kararının Türkiye sınırları içerisinde etki doğurabilmesi için kararın niteliğine göre tanıma veya tenfize konu edilmesi diğer bir deyişle Türkiye’de tanıma ve tenfiz talepli dava açılması gerekmektedir.

Bir kararın Türk hukukunda tanınması o kararın Türk mahkemeleri tarafından verilmiş gibi etki doğurmasının kabul edildiğini ifade etmekle birlikte kararın tenfizi ise o kararın Türk hukukunda icrası işlemlerinin gerçekleştirilebilir olmasına karar verilmesini ifade etmektedir. 

Yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizine ilişkin düzenlemeler Türk hukukunda 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) ile düzenlenmiştir.

MÖHUK uyarınca bir yabancı mahkeme kararının Türk hukukunda tanıma ve tenfize konu edilebilmesi için ise kararın bazı unsurları taşıması gerekmektedir. Bu unsurlar bazı istisnaları haiz olmakla birlikte genel hatlarıyla aşağıdaki gibidir:

  1. Karar, yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş olmalıdır.
  2. Yabancı mahkeme kararının konusu özel hukuk ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır.
  3. Yabancı mahkeme kararının, kararı veren ülke hukukuna göre kesinleşmiş olması gerekmektedir. Kesinleşme basit bir ifadeyle yabancı mahkeme kararı bakımından artık o yabancı ülkede hiçbir yargı makamına gidilemeyecek olması olarak ifade edilebilir.

Bu şartları taşıyan yabancı mahkeme kararı Türk yargı mercilerinin önüne geldikten sonra Türk mahkemeleri, kararın aşağıda yer vereceğimiz tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığını kontrol etmekte ve bu incelemeden sonra kararın Türk hukukunda etki doğurabilen bir karar olup olmadığına hükmetmektedir.

TENFİZ ŞARTLARI

1.KARŞILIKLILIK:

Bir yabancı mahkeme kararının Türkiye’de tenfiz edilebilmesi için öncelikle kararın verildiği devletle Türkiye arasında kararların tenfizine ilişkin bir anlaşma, kanun hükmü veya fiili uygulamanın bulunması gerekmektedir. Türkiye bu konuda birçok devletle ikili ve çok taraflı milletler arası sözleşmeler akdetmiştir. Özellikle dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de kararı veren yabancı mahkemenin bağlı bulunduğu devlet ile Türkiye arasında böylesi bir anlaşma var ise muhakkak onun da göz önünde bulundurulması gerektiğidir.

2. KARARIN TÜRK MAHKEMELERİNİN MÜNHASIR YETKİSİNE GİRMEYEN BİR KONUDA VERİLMİŞ OLMASI

Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren hukuki alanlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) ve MÖHUK’ta açıkça belirlenmiş değildir. Bu sebeple Türk hukukunda düzenlenen yetki kurallarına göre münhasır yetkinin tespiti gerekecektir. Türk mahkemelerinin münhasır yetkisinin bulunduğu alanlara örnek olarak taşınmaz mallar üzerindeki ayni hak davaları ve iflas davaları gösterilebilir.

3. YETKİLİ OLMAYAN BİR DEVLET MAHKEMESİNCE VERİLMEMİŞ OLMASI

Bu şartın aşkın yetki olarak da nitelendirildiği görülmektedir. Aşkın yetki, kararı veren yabancı mahkemenin bağlı bulunduğu devletin taraflar arasındaki anlaşma ya da taraflar arasındaki ilişkinin bağlı bulunduğu hukuk sistemi uyarınca uyuşmazlığı çözmeye aslında yetkili olmamasını ifade eder. Bu şartın incelemeye konu edilmesi Türk mahkemeleri tarafından re’sen ele alınmaz, taraflardan birinin talebini gerektirir.

4. KARARIN TÜRK KAMU DÜZENİNE AYKIRI OLMAMASI

Bir kararın Türk hukukunda tanıma ve tenfizinin yapılabilmesi için kararın açıkça Türk kamu düzenine aykırı olmaması şartı aranmaktadır. Kamu düzeni kavramı zamana ve yere göre değişebilen ve oldukça soyut bir kavramdır. Bu sebeple sınırları da net bir şekilde kanunlarla çizilebilmiş değildir. Bir kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olup olmadığı hususunu incelerken Türk hukukunda bu konuda verilen tanıma ve tenfiz kararlarının gözden geçirilmesi faydalı olacaktır.

5. SAVUNMA HAKLARINA RİAYET EDİLMİŞ OLMASI

Kendisine karşı yabancı mahkeme kararının tenfizi istenen kişinin;

  • Hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağırılmamış olması,
  • Hükmü veren mahkemede temsil edilmemiş olması veya
  • Hükmün kanunlara aykırı bir şekilde bu kişinin gıyabında veya yokluğunda verilmiş olması

hallerinde hükmün savunma haklarına riayet edilmeksizin verildiği kanısına ulaşılabilir. Türk mahkemeleri nezdinde böylesi bir inceleme ancak kendisine karşı yabancı mahkeme kararının tenfizi istenen kişi tarafından talep edildiği sürece yapılmaktadır.

Yargı yetkisinin devletlerinin egemenlik alanının bir parçası olduğu düşünüldüğünde pek doğaldır ki her yabancı mahkeme kararının Türk hukukunda etki göstermesi beklenemez. Bu sebeple yukarıda kısaca aktarılmaya çalışılmış olan yabancı mahkeme kararlarının Türk hukukunda etki göstermesinin şartları, bir yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin başvuru yapılmadan önce detaylı bir çalışma yapılmasını gerektirir. Dolayısıyla yabancı mahkeme kararının Türk hukukunda bir etki doğurmasına ilişkin işlemlere başlanılmak isteniyorsa bu konuda profesyonel bir yardım alınması muhtemel hak kayıplarının önüne geçebileceğinden oldukça önemlidir.

Av. Sinem İLİKLİ

TARLAN BAKSI AVUKATLIK BÜROSU


AV. AYLİN TARLAN – AV. DERYA BAKSI

Leave a comment