İşbu çalışmanın amacı, ‘Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı’nın marka bölümü ile ilgili olarak okuyucuyu genel itibarıyla bilgilendirmektir.
06.04.2016 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan ‘Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı ‘ ile marka, patent ve tasarımla ilgili 556, 555, 554 ve 551 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler tek bir çatı altında toplanmıştır.
Sınai Mülkiyet Tasarısı başlangıç hükümleri sonrasında marka, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı, tasarım, patent ve faydalı model olmak üzere toplamda dört kitaptan oluşmaktadır.Marka kitabı oluşturulurken 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (“KHK”) esas alınmış olsa da, bir takım farklılıklar söz konusudur.
- Kanun tasarısında marka olabilecek işaretler, özellikle kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaret olarak sayılmış; böylelikle seslerin tescil edilebilmelerinin önü açılmıştır. Tasarıda sayılan haller örneklendirme niteliğindedir, marka olabilecek işaretler sayılanlardan ibaret değildir.
- Markanın tescilinde mutlak ret nedenleri kanun tasarısında 12 bent halinde sayılmıştır. Buna göre marka olabilecek işaret niteliğine haiz olmayan işaretler, ayırt edici niteliği olmayan işaretler, halkı yanıltacak nitelikteki işaretler, dini değerleri ve sembolleri içeren işaretler, kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olan işaretler, tescilli coğrafi işaretten oluşan veya tescilli coğrafi işaret içeren işaretler, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, amaç, değer belirten işaretler marka olarak tescil edilemez. Bunlara ek olarak aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önceki bir tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer işaretlerin de marka olarak tescil edilmesi yasaklanmıştır. Burada istisnai bir durum öngörülmüştür. Önceki marka sahibinin, başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı izin belgesinin Türk Patent Enstitüsü’ne sunulması halinde marka tescil başvurusu reddedilemeyecektir.
- Temelde marka olamayacak bir işarete ayırt edicilik kazandıran müteşebbis tasarıda korunmuştur. İlgili madde uyarınca kullanım sonucu ayırt edicilik kazanan marka hakkında yapılan başvuru, 5. Maddenin (b), (c) ve (d) bentlerine göre (Ayırt ediciliği olmaması, ticaret alanında herkes tarafından kullanılan işaret olması, ticaret alanında cins, çeşit bildiren işaretlerden olması vb. sebepler ile )reddedilemez.
- Tasarının 6. Maddesinde ‘nispi ret nedenleri’ açıklanmıştır. Nispi ret nedenleri, Enstitü’nün kendiliğinden gözetmeyeceği fakat itiraz halinde dikkate alınacak nedenlerdir. Tescil başvurusu yapılan marka ile aynılığı veya benzerliği, ya da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği bulunan başvuru; itiraz üzerine reddedilir. Burada itiraz süresi 3 aydan 2 aya indirilerek, tescil süresinin hızlandırılması amaçlanmıştır. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir, buna bağlı olarak marka hakkının sahibi belirli fiillerin önlenmesini talep edebilir.
- Markanın tescilinden itibaren 5 yıl kesintisiz olarak kullanılmaması yahut kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilmesi durumunda, yetkili mahkemece markanın iptaline karar verilecektir. Ancak markayı taşıyan malın ithalatı, markanın marka sahibinin izni ile kullanılması, ihracat amacıyla mal veya ambalajlarda kullanılması da markanın kullanılması sayılacak, dolayısıyla ilgili hallerden birinin mevcudiyeti halinde, iptal söz konusu olamayacaktır. Buna ek olarak marka tescilli olduğu mal ve hizmetler için yaygın bir ad haline gelmişse, halkı yanıltıyorsa mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilecektir.
- Tasarının 12. Maddesinde düzenlenen rüçhan(öncelik) hakkı, Paris Sözleşmesi’ne ve Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması’na taraf devletlerden birinin uyruğunda olan ya da bu devletlerden birinin uyruğunda olmamakla birlikte bunlardan birinde yerleşim yeri veya işler durumda ticari müessesesi bulunan gerçek ya da tüzel kişilerin yararlanabileceği bir haktır. Söz konusu hükme göre bu kişilerin ilgili hükümlere uygun olarak başvuru yapmaları halinde, başvuru tarihinden itibaren 6 ay süreyle aynı marka ve kapsamındaki aynı mal ve hizmetler için Türkiye’de başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanır. Bu haktan yararlanılarak başvuru yapıldığı takdirde, rüçhan hakkının doğduğu tarihten itibaren 3. kişiler tarafından yapılan ve rüçhan hakkına konu olan marka ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan başvurular reddedilecektir.
- Tasarının altıncı kısmında marka hakkına tecavüz sayılan fiiller düzenlenmiştir. Söz konusu kısımda markayı taklit etmek, marka sahibinin izni olmaksızın benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, tecavüz yoluyla markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları genişletmek ve bu hakları üçüncü kişilere devretmek marka hakkına tecavüz sayılan fiiller arasında sayılmıştır.
Anayasa temel hakların KHK çıkarılarak sınırlandırılamayacağını düzenlemektedir. Söz konusu sınai haklar, temel haklardan mülkiyet hakkı kapsamında olduğundan KHK ile düzenlenmeleri bu bakımdan Anayasa’ya aykırılık teşkil etmekteydi. Tasarı bu alanı kanunla düzenleyerek, Anayasa Mahkemesi iptallerinin önüne geçilmesini sağlamayı hedeflemektedir.
Yeliz DOĞAN Damla AYBAR Avukat,LL.M. Stajyer Avukat
KASIM 2016