Geçtiğimiz günlerde yaşlılık aylığına başvuru için işten ayrılma şartını düzenleyen kanun hükmünün iptaline ilişkin Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesi kararı yayınlandı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından sigorta başlangıç tarihinin ve yaşlılık aylığı kazanıldığının tespitine karar verilmesi talebiyle açılan davada 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun mülga 62. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan “… çalıştığı işten ayrıldıktan sonra…” ibaresine ilişkin itirazlar yerinde görülerek ilgili hükmün iptali ve yürürlüğün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi nezdinde başvuru yapılmıştır. Yapılan itiraz başvurusunda ilgili hükmün Anayasa’nın 2., 10., 48., 49., ve 60. maddelerine aykırılık teşkil ettiği dile getirilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun itiraz başvurusunda ileri sürdüğü iptal gerekçeleri ise aşağıdaki gibidir;
- İtiraz konusu kuralın sosyal hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı (Anayasa Madde 2) ve sigortalının yaşlılık aylığına başvurduğu sırada yaşamsal ihtiyaçlarını sürdürebilmesi için çalışma hayatına devam etmesinin sosyal hukuk devletinin amaçlarıyla uyumlu olduğu,
- Yaşlılık aylığına başvuru yapılabilmesi için öngörülen işten ayrılma şartının çalışma hak ve hürriyetini ihlal ettiği, (Anayasa Madde 48, 49)
- Çalışma aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödemekle hem çalışmalarının hem de yaşlılık aylığı almalarının mümkün olduğu ve bu durumda yaşlılık aylığı alınması için işten ayrılma şartının bulunmasının bir öneminin kalmadığı,
- Nitekim uygulamada sigortalıların işten çıkışının yapıldıktan sonra ertesi gün tekrar işe girişinin yapılmasında bir engel bulunmadığı,
- Başvuru yapan sigortalıya 3 ay içerisinde yaşlılık aylığı bağlanacağına ilişkin bir kuralın bulunduğu ve bu kural uyarınca işten ayrılmış bulunan sigortalının ara dönem boyunca hiçbir gelirinin olmayacağı, (Anayasa Madde 60)
- Nitekim Emekli Sandığı iştirakçilerinin işten ayrılmadan da başvuru yapabilmesi sebebiyle bu hükmün iptal edilmesinin eşitlik ilkesine uygun düşeceği (Anayasa Madde 10)
Anayasa Mahkemesi tarafından ilgili hükmün Anayasa’ya aykırılığı noktasında değinilen ve tartışılan başlıklar ise aşağıdaki gibidir;
- Sosyal güvenlik herkes için bir hak ve bu hakkı gerçekleştirmek devlet için bir görevdir.
- Sosyal güvenlik, sosyal risklerin bireylerin gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirilerek sağlıklı ve asgari hayat standardının güvence altına alınmasıdır. Asgari hayat standardı bireylere yaşlılık, malullük, kaza ve ölüm gibi rizikolara karşı sağlanan edimlerle güvence altına alınmaktadır. Yaşlılık aylığı ömür boyu asgari hayat standardını güvence altına alan sosyal güvenlik türlerinden biridir. Yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunulması için birtakım şartların öngörülmüş olmasının ise bu hakkı sınırladığı açıktır.
- Aynı zamanda yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunmak için aktif çalışma hayatının sona erdirilmesi şartı çalışma hak ve hürriyetini de sınırlandırmaktadır.
- Hakka yapılan bu sınırlandırmanın SGK kayıtlarının sağlıklı bir şekilde işlenmesi ve böylelikle sosyal güvenlik sisteminin düzenli bir şekilde işlerlik kazanması amacıyla getirildiği görüşülmüş olup yapılan sınırlandırmanın meşru bir temelinin olduğu belirtilmiştir.
- Ancak yapılan sınırlandırmanın elverişli ve gerekli olmadığı diğer bir deyişle aynı amaca farklı yollardan da ulaşılabileceği değerlendirilmiştir.
- Nitekim yaşlılık aylığı tahsis edilmesine ilişkin başvuruların SGK tarafından gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlanmasından sonra 3 ay içerisinde sonuçlandırılacağı öngörüldüğünden sigortalının söz konusu 3 ay içinde hiçbir gelir elde etmeksizin yaşaması sonucunu doğurmaktadır. Her ne kadar eğer tahsis talebi kabul edilirse ödeme yapılmayan dönemlerin de ödemesi sonradan yapılabilmekte ise de bu durum sigortalının aylarca hiçbir gelir elde edememesinin neden olduğu mağduriyetleri tamamen bertaraf edememektedir.
Dolayısıyla ilgili kanun hükmüyle öngörülen sınırlamanın orantılı olmadığı değerlendirilerek Anayasa Mahkemesi tarafından ilgili kanun hükmünün iptaline oybirliğiyle karar verilmiştir.
Verilen bu iptal kararı sonrasında ise işten ayrılmadan yaşlılık aylığı almak amacıyla başvuruda bulunan sigortalıların kıdem tazminatı hakkının ne olacağı ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun mülga maddesinin ilgili kısmının iptal edilmiş olmasının uygulamada nasıl bir farklılık yaratacağına ilişkin soru işaretleri gündeme gelmiştir.
- Kıdem tazminatına ilişkin olarak;
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesinin 1. fıkrasının 4. bendi uyarınca “Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla” çalışanların işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatına hak kazanacakları hüküm altına alınmıştır. Yaşlılık aylığına başvuru için işten ayrılma koşulunun iptal edilmesi sonrasında bu hükmün nasıl uygulamaya yansıyacağı hakkında net bir yorum yapabilmek şu an için mümkün görünmemektedir.
- İptal kararı sonrası uygulamaya yansıyacak değişiklikler hakkında;
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı sonrasında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce 2021/5 sayı ve 10.03.2021 tarihli bir genelge yayınlanmıştır. Bu genelgede iptal edilen ilgili kanun hükmünün 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış bir madde olduğu ve bu hükmün 5510 sayılı kanun hükümleri yürürlüğe girdikten sonraki dönem yapılan başvurular için uygulanmadığı vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı 5510 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce yapılacak başvurular bakımından sonuç doğuracak, şu an yürürlükte bulunan Kanun’da iptaline karar verilen ibarenin bir benzerinin bulunması sebebiyle mevcut uygulama yeni başvurular bakımından devam edecektir. Ancak tabi ki de 5510 Sayılı Kanunu’nun ilgili maddesi de aynı gerekçelerle iptal başvurusuna konu edilebilir. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan tespitlerin uygulamada işlerliği ancak zamanla görülebilecektir.
Av. Sinem İLİKLİ
TARLAN- BAKSI AVUKATLIK BÜROSU
AV. AYLİN TARLAN- AV. DERYA BAKSI