Türk hukukunda arabuluculuk, ilk etapta ihtiyari olarak başvurulmak üzere 2012 yılında 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (HUAK) yürürlüğe girmesiyle uygulamaya koyulmuştur. HUAK ile ihtiyari olarak düzenlenen arabuluculuk yargıda iş yükünün azaltılmasının amaçlanması ve arabuluculuk pratiğinin gelişmesi ile birlikte farklı alanlarda zorunlu olarak düzenlenmeye başlanmıştır. Bir önceki yazılarımızda arabuluculuğun dava şartı olarak ticari uyuşmazlıklara ve iş uyuşmazlıklarına uygulanması üzerinde durulmuştur. (İlgili yazılar için bknz. Ticari Uyuşmalıklarda Zorunlu Arabuluculuk ve İş Hukuku Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk) Bu yazımızda da tüketici uyuşmazlıklarında dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuk süreci ele alınacaktır.
28 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 59. ve 60. maddeleri uyarınca 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a (“Kanun”) iki yeni madde eklenerek arabulucuya başvurulmuş olması tüketici uyuşmazlıklarında da dava şartı haline gelmiştir.
Kanun’a eklenen 73/A maddesi; tüketici uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğunu, arabulucuya başvurmanın zorunlu olmadığı istinai halleri ve tüketici uyuşmazlıklarına uygulanacak arabuluculuk hükümlerini düzenlemektedir.
HANGİ HALLERDE ARABULUCUYA BAŞVURULMASI GEREKMEKTEDİR? İSTİSNAİ HALLER NELERDİR?
Kanun’un 73/A maddesi uyarınca Tüketici Mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Aşağıdaki hallerin varlığı halinde ise dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulmuş olması zorunlu tutulmamıştır;
- Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar: Kanun’un 68. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında kalan uyuşmazlıklar bakımından Tüketici Mahkemelerine değil Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurulması gerekmektedir. Bu maddede yer alan parasal sınırlar Ticaret Bakanlığı tarafından her yıl yeniden değerlendirilmekte olup 2020 yılı için uygulanacak tutarlar 31 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68 İnci Ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6 Ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ uyarınca 2020 yılı için 10.390.-TL olarak belirlenmiştir. Bu tebliğ uyarınca 2020 yılında Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren meydana gelen tüketici uyuşmazlıklarının değeri 10.390.-TL’den daha az ise arabulucuya başvurulması zorunlu değildir.
- Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
- 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar: Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir. Açılacak bu türden davalarda arabulucuya başvurulması zorunlu tutulmamıştır.
- 74 üncü maddede belirtilen davalar: Bu davalar; üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılmasına ilişkin taleplerle açılan davalardır. Bu dava türlerinde arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenlenmemiştir.
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar
istina hali olarak düzenlenmiştir.
HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU’NUN TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA UYGULANMAYACAK HÜKÜMLERİ NELERDİR?
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. fıkrası uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda ise tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
Ancak Kanun’un 73/A. maddesi, bu kurala tüketici lehine bir istisna getirerek tüketicinin geçerli mazereti olmaksızın ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda, tüketicinin yargılama giderinden sorumlu olmayacağını ve tüketici lehine vekâlet ücretine hükmedilebileceğini düzenlemiştir.
KANUN DEĞİŞİKLİĞİNİN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULAMASI NASIL OLACAKTIR?
Kanun’a eklenen geçici 2. madde uyarınca tüketici uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler yürürlüğe girdiği tarih yani 28 Temmuz 2020 itibariyle uygulanacaktır. Ancak ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan derdest davalarda bu hükümler uygulanmayacaktır.
Av. Sinem İLİKLİ
One Reply to “TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK”