GİRİŞİMCİLİĞİN ŞİRKETLEŞMEYE GEÇİŞİNİN AVANTAJLARI VE YAŞANABİLECEK BAŞLICA SORUNLAR

Gelişmekte olan ülkelerde sıkça rastlanan Girişimcilik, artık kişi veya kişi gruplarının fikirlerini hayata geçirmelerine ve iş hayatında bir yer edinmelerine aracılık sağlayan en popüler sektör konumundadır. Girişimciler bu sayede kendi işlerinin patronları olabiliyorken, aynı zamanda bir işin yürütülmesi ve sonuca bağlanmasının da her aşamasını deneyimleyebiliyorlar. 14 Kasım 2018 tarihli yazımızda Girişimcilerin Proje ve Fikirlerini Korumalarının Yollarından bahsetmiştik, şimdi ise Girişimciliğin bir sonraki aşaması olan yatırım alma ve şirketleşme süreci ile bu süreçte yaşanabilecek başlıca sorunlara değineceğiz.

Girişimciliğin şirketleşme aşamasına geçirilmesinin en büyük avantajı, konusunda uzman olan kişilerin şirket içi işleyişte rol alması ve uzmanların yönlendirmeleriyle şirketin minimum maliyet ve zaman kaybı ile maksimum verimi elde etmeleri olacaktır. İstatistikler de göstermektedir ki, ülkemizdeki Girişimcilerin sürdürülebilir bir şirketleşme modeli kurabilmeleri ve buna bağlı olarak devamlılığı olan yatırım alabilmeleri çok da söz konusu olmamaktadır. Kanaatimizce burada yaşanan en büyük sorun doğru şirket türünün seçimi ve bu konuda bir profesyonelden yardım alınmaması olmaktadır. Gelecek yazılarımızda seçilebilecek şirket türlerinin neler olduğu ve bu şirket türlerinin avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırmalı olarak ele almış olacağız.

         Melek yatırımcılarla yapılan görüşmeler, yatırım sürecinin doğru planlanması, kısa ve uzun vadede hayata geçirilecek planlar ve de en önemlisi çalışılacak doğru kişilerin seçimi şirketleşme aşamasında dikkat edilmesi gereken başlıca noktaları oluşturmaktadır. Yatırımcılar, girişimciler ile yaptıkları görüşmelerde, planları uzun vadede fark yaratabilecek ve işin doğasından kaynaklı olarak kar elde edebilecekleri kişi veya kişi grupları ile çalışmayı tercih etmektedirler. Bu noktada girişimcilere düşen en büyük görev, fikirlerini ve planlarını doğru bir şekilde yatırımcılara aktararak, ilk başta alacakları yatırımlar ile belirlemiş oldukları pazar içerisinde bir yer edinebilmek olacaktır. Şirketleşmenin sağlayacağı etkilerden bir tanesi de, sizin girişiminizden önce, bu pazarda ürün tedariki yapan ya da üretim faaliyetinde bulunan diğer şirket ya da şirket grupları ile rekabet edebilmeniz olacaktır. Özellikle nüfus açısından oldukça kalabalık olan Türkiye gibi toplumlarda, sektör içerisinde üretim ya da tedarik işlemi yapan bir veya birden fazla şirket ile rekabet içerisinde olmanız kuvvetle muhtemel olacaktır. Bu gibi durumlarda rekabet içerisinde olduğunuz firmalar karşısında sizi öne çıkaracak faktörler arasında, bulunduğunuz sektör içerisinde sizi tercih etme potansiyeli olan müşterilerinize neden sizi tercih etmeleri gerektiğini içeren reklam ve tanıtımlarda bulunmalısınız. Ayrıca, diğer müşteri grupları ile bağlantı kurmanızı sağlayacak iş ağına da (network) gereksinim duyacaksınız. İşte bu tür nedenlerle, girişiminizi profesyonelce yönetilen bir şirket çatısı altında toplamanız sizi, mali açıdan olduğu kadar prestij açısından da bir adım öne taşıyıcı araç konumunda olacaktır.

         Bir şirket çatısı altında toplayacağınız organizasyon ayrı bir tüzel kişiliği haiz olduğu durumda, kişisel sorumluluğunuzu da en aza indirmiş olacaksınız. Bu sayede üçüncü kişiler ile yapacağınız iş ve işlemlerde şirketi temsilen orada bulunmanız doğacak sonuçlardan ilk etkilenen kişi olmanızı da engelleyecektir.

         Şirketleşmeye geçiş aşamasında öncelikle Türk Hukuku içerisinde düzenlenmiş olan şirket türlerinden hangisini seçeceğinize karar vermeniz gerekmektedir. Yasal prosedürler ve vergi süreçleri açısından bu şirket türleri arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle yatırımcınız ve siz, kuracağınız şirketin yapı taşlarını oluştururken bu türler arasındaki farklılıkların sizlere olumlu ve olumsuz yansıyacak yönlerini iyi tartmak zorundasınız. Elbette kuracağınız şirketin türünü ilerleyen zamanlarda, değişen koşullara göre değiştirebilmeniz mümkün olacaktır, ancak hem maddi açıdan hem de şirket içi işleyişinizde, yaşanacak değişiklikler açısından sizleri bir takım zorluklar bekliyor olacak.

         Girişimciler şirketleşmeye geçişte bazı sorunlarla da karşılaşabileceklerdir. Bunlardan ilki, yatırımcınız ile yapacağınız ortaklık sözleşmesinin içeriği olacaktır. Bu süreçte profesyonel bir kişiden alacağınız yardım sizin, ilk başta göremediğiniz veya gerçekleşmesi düşük bir ihtimal gibi gözüken ama gerçekte o kadar da küçük olmayan sorunları tespit edebilmenizi ve bu sorunlar ile karşılaştığınızda sonuca gidecek doğru adımları atabilmenizi sağlayacaktır. Ortaklık sözleşmesi hükümleri, tabiri caiz ise, siz ve ortağınız arasında kurulacak bir evliliğin hükümlerine benzeyecektir. İşte bu sebeplerle ortaklık sözleşmesi hükümleri; iki tarafın da hakkını koruyan, adil ve hakkaniyete aykırı olmayan maddelerden oluşmalı ve yaşanabilecek sorunlara karşı sizi çözüme götürecek yolları göstermelidir.

         Girişimciliğin Şirketleşmeye Geçişinin Avantajları ve Bu Süreçte Yaşanabilecek Sorunlar başlıklı yazımızda sizlere kısaca; şirketleşmenin faydaları ve süreç içerisinde dikkate almanız gereken dinamiklerden kısaca bahsetmeye çalıştık. Sizlerin uzun zaman harcayarak ortaya koyduğu bu girişimin hayal ettiğiniz yerlere ulaşmasını ve başarısızlıkla sonuçlanmamasını istiyor iseniz, bir şirket olarak bu yapılanmayı oluşturmanız, bu girişimdeki tüm aktörlerin menfaatine olacaktır. Bir fikre sahipseniz ve bunun temellerini oluşturmayı planlıyorsanız ofisimiz ile iletişime geçerek süreç hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.                     

Stj. Av. Ozan Parlak
Mart 2020

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: