Sosyal medya artık her yaştan insanın hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda. Yalnızca sosyal ilişkilerde değil, iş hayatında da etkilerini görebilmekteyiz. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların işverene olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği hallerde iş akdinin feshine sebep olabilmekte ve fakat ifade özgürlüğü bakımından da tartışmalara yol açabilmektedir. Bu yazımızda işçinin sosyal medyada yaptığı paylaşımların iş akdinin feshine sebep teşkil edip etmeyeceği Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları ışığında incelenmeye çalışılmıştır.
Yargıtay kararlarında sosyal medya paylaşımları ve iş akdinin feshi
Yargıtay kararlarında sosyal medya paylaşımının iş akdinin feshi için yeterli ağırlığı oluşturup oluşturmadığı değerlendirilirken; bu eylemin mesai saati içinde yapılıp yapılmadığına, iş için tahsis edilmiş araçların kullanılıp kullanılmadığına ve paylaşımların işverenin mesleki ve ticari itibarını zedeleyici nitelikte olup olmadığına bakılmaktadır. Gerçekleştirilen eylemin fesih için geçerli bir sebep oluşturabilmesi, bu eylemin işçinin iş görme borcunu ciddi bir şekilde olumsuz etkilemesine ve iş ilişkisinin sürdürülmesinin artık işveren açısından beklenemez hale gelmesine bağlıdır. Bu paylaşımların herkese açık hesaptan mı yoksa kapalı bir hesaptan mı paylaşıldığı da hem özel hayatın gizliliği hem de ifade özgürlüğü bakımından önem arz etmektedir.
Mesai saatleri içerisinde çekilen ve sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların işyerindeki çalışma disiplinini ve iş akışını etkileyecek nitelikte olduğu hallerde iş akdinin haklı sebep olmamakla beraber geçerli sebeple feshedilebileceği birçok Yargıtay kararında belirtilmektedir. Raporlu olduğu günlerde tatile giden ve fotoğraf paylaşan işçinin eyleminin doğruluk ve bağlılığa aykırı olması nedeniyle iş akdinin haklı sebeple feshinde Yargıtay işvereni haklı bulmuş ve davanın reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Çalışma arkadaşlarına ve yöneticilerine yönelik aşağılayıcı, hakaret içeren, saldırgan ve ayrımcı ifadeler içeren, şeref ve namusa dokunacak nitelikteki paylaşımlar ise haklı nedenle fesih sebebi oluşturabilmektedir. Bu paylaşımlarda eleştirinin boyutları ve işverenin ticari itibarının zedelenip zedelenmediği her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmektedir. İşçinin sosyal medya uygulaması üzerinden “iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramayan adamlar müdür olursa basit bir resmi yazıya cevap yazmayan gerizekalılar şef olur …’de iş hayatı saçma sapan ilerliyor” şeklinde paylaşım yapması üzerine Yargıtay bu paylaşımın hakaret ve sataşma içermesi nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedilebileceğine karar vermiştir.
İşçinin sosyal medya hesabı üzerinden işveren aleyhine paylaşımlar yaptığı, diğer işçileri sosyal medya hesabı üzerinden hastane önünde toplanmaya yönlendirdiği ve hatta TV programına katılarak işvereni aleyhine söylemlerde bulunduğu ve işveren tarafından davacı hakkında iftira sebebiyle suç duyurusunda bulunulduğu bir dosyada Yargıtay, işçinin bu davranışlarının haklı feshe neden olacak nitelikte olmadığına ancak iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği ve feshin bu suretle geçerli nedenlere dayandığına karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi Kararlarında İşçinin İfade Özgürlüğü ve İşverenin Menfaati
İş Kanunu’nunda açıkça düzenlenmemekle beraber işçinin işverene karşı sadakat yükümlülüğü bulunmakta olup, bu yükümlülüğe aykırı davranılması ihlalin ağırlığına göre haklı veya geçerli fesih sebebi oluşturmaktadır. Ancak bu noktada çalışanın ifade özgürlüğü ile işverenin menfaatleri karşı karşıya gelmekte ve sözleşmenin feshinin çalışanın eylemi karşısında meşru, makul ve orantılı olup olmadığı sorunu ortaya çıkmaktadır.
Bir banka çalışanının 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Twitter üzerinden yapmış olduğu paylaşımlar nedeniyle iş akdine son verilmesine ilişkin başvuruda Anayasa Mahkemesi iş akdinin feshinin ifade özgürlüğünü ihlal etmediğine karar vermiştir. Başvurucunun paylaşımları nedeniyle işverenin ticari itibarına zarar verdiğinin düşünülebileceği ve işverenlerin işçilerinden, önceden saptanmış kurallara karşı sadakat göstermelerinin beklenebileceği belirtilmiştir.[1]
Yine bir banka çalışanının, banka genel müdürünün odasının önündeki boş kutuları gösteren ve kendisine başkası tarafından gönderilmiş olan bir fotoğrafı Whatsapp grubunda paylaşmasının işyerine ait bir sırrın ifşası niteliği taşıdığı iddia edilmiş ve banka tarafından iş akdi feshedilmiştir. Yargıtay bu eylemin fesih için geçerli bir sebep oluşturduğuna karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi ise, bu paylaşımın işverene karşı sadakat yükümlülüğüne karşı hangi yönlerden aykırılık oluşturduğunun ortaya koyulmadığı ve ayrıca Yargıtay’ın feshin son çare olması bakımından yeterli değerlendirme yapmadığını belirtmiş ve işçinin ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında adil bir denge kurulmaması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir. [2]
Sosyal medya aracılığıyla beyan edilen fikir ve görüşlerin iş akdinin feshine sebep olması basın sektörü açısından ayrı bir önem kazanmaktadır. Bir gazetede editör olarak çalışan başvurucu sosyal medya hesabından bazı paylaşımlar yapmış ve bu paylaşımların çalıştığı gazetenin yayın politikasına aykırı olduğu gerekçesiyle iş akdi haklı nedenle feshedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise feshin haklı olmasa da geçerli bir sebebe dayandığını kabul etmiştir. Anayasa Mahkemesi ise yapmış olduğu inceleme sonucunda, başvurucunun hangi paylaşımının ne şekilde işveren ile güven ilişkisini zedelemiş olduğu açıklanmadan gerçekleştirilen feshin son derece ağır olduğunu belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir.[3]
Özetle, günümüzde sosyal medya hem çalışanların işe alımında hem de işten çıkarma süreçlerinde oldukça önemli bir hale gelmiştir. İşçinin mesai saatleri içerisinde sosyal medya kullanımı ve buna bağlı olarak iş akışının olumsuz etkilenmesi halinde, eleştiri boyutunu aşan ve işverenin ticari itibarını zedeleyici nitelikteki paylaşımlar yapılması hallerinde, haklı neden kadar ağır olmamakla birlikte iş ilişkisinin devamının imkansız hale gelmesi nedeniyle feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilebilmektedir. Ancak her somut olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda iş akdinin feshinin işçinin ifade özgürlüğüne yapılan müdahale karşısında makul ve ölçülü bir çözüm olduğunun kanıtlanması gerekmektedir.
Av. Dilara KARTALOĞLU KILIÇ
TARLAN AVUKATLIK BÜROSU
AV. AYLİN TARLAN
[1] “Burhan Diktepe” Başvuru No: 2018/10550, www.anayasa.gov.tr
[2] “Volkan Çakır” Başvuru No: 2017/35488, www.anayasa.gov.tr
[3] “İdil Alakuş Dere” Başvuru No: 2019/38252, www.anayasa.gov.tr

