Anonim şirketlerde yapılan genel kurullarda zaman zaman alınan kararların iptali istenebilmektedir. Söz konusu iptale ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) m.445 ve devamındaki maddelerinde düzenlenmiştir. Bu yazımızda genel kurul kararlarına karşı açılan iptal davalarının usulüne kısaca değinmeye çalışacağız.
Kişilerin yapılan genel kurul sonucu alınan kararlara karşı iptal davası açmak istemelerinin başlıca sebepleri bulunmaktadır. Bu istemin en büyük sebeplerinden biri, karar alınırken çoğunluk ilkesinin geçerli olması sebebiyle alınan kararın toplantıda bizzat bulunmayan pay sahibi veya toplantıda bulunup olumsuz oy veren pay sahipleri için de geçerli olacak olmasıdır. TTK m.445 uyarınca, kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle karar tarihinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabilecektir. Böylece azınlıkta kalan pay sahiplerine karşı, çoğunluğun haklarını kötüye kullanmasının yolu da kapatılmış olacak ve azınlık pay sahiplerine de kararları denetleme ve iptal ettirme imkanı sağlanmış olacaktır.
Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilecekler, TTK m.446’da sınırlı sayıda olmak üzere açıkça belirtilmiştir. Bu kişiler;
a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten: Toplantıya katılan pay sahibi açısından muhalefeti tutanağa yazdırmak dava şartı olarak kabul edilmiştir. Fakat unutulmamalıdır ki, söz konusu muhalefet oylama konusuna ilişkin olmalıdır.
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın tüm pay sahipleri: Bazı hallerde toplantıda hazır bulunmak ya da oy kullanmak önem arz etmeksizin pay sahibine iptal davası açma hakkı tanınır. Bu haller çağrının usulüne göre yapılmaması, gündemin gereği gibi ilan edilmemesi, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullanması, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmemesidir. Buradaki önemli husus ise tüm bu sayılan aykırılıkların, ilgili genel kurul kararının alınmasında doğrudan etkili olması gerektiğidir.
c) Yönetim kurulu: Oy çokluğu ile karar vermek suretiyle iptal davası açabilecektir. Ancak davalı anonim şirket olacağı için, mahkeme tarafından davalıyı temsil etmek üzere bir kayyım atanması gerekecektir.
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri.
Değineceğimiz son husus ise, tüm bu bahsedilenler ışığında anonim şirketlerin genel kurullarında alınan kararlara karşı açılacak iptal davası için geçerli bir genel kurul kararı mevcut olmalıdır. Kararın hükümsüz olduğu durumlarda iptal davası açılamayacaktır. Hükümsüzlük hallerinden biri olan butlan, TTK m.447’de belirtilmektedir ve iptal davası açılabilecek haller ile karıştırılmamalıdır. Butlanı oluşturan hallerden bazılarına örnek verilecek olursa; pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, ay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. Buna göre işlemin kurucu unsurlarında bir eksiklik bulunmamasına rağmen kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve kişilik haklarına aykırı olması durumu butlanı oluşturur. Genel kurul kararlarının butlan ile geçersiz olduğu hallerde iptali istenebilecek bir genel kurul kararının varlığından söz edilemeyecektir.
Stj. Av. Sıla ATİLLA
TARLAN – BAKSI AVUKATLIK BÜROSU
AV. AYLİN TARLAN – AV. DERYA BAKSI